Bir okurum kadın güzelliği üzerine yazı yazmadığım için eleştirmiş beni. Ciddiye almıyormuşum böyle konuları... Olur mu? Benim işim bu. Üstelik kaynaklar elime geçiyor. Bir kitabın adı "Güzelliğin sırrı" olunca, sayfalarını çevirmek şart demektir. Ayşe Aydın'la Modern, Girişimci, Üretken Kadınlar Derneği'nin ödül töreninde tanıştık. Son derece nazik bir sunum yapmıştı. O zaman güzellik uzmanı olduğunu söyleyince, telefonunu, adını, adresini kaydetmişim. "Küçük bir bebekken popomuza sürülen pudra ile başlayan kozmetik maceramız, yaşamımızın sonunda yıkanırken sürülen gülsuyu, sabun vb. ile son bulur" demiş kitabında. Bebek yağını eksik etmem Hayatımda bana özel görüntü veren o kadar çok makyaj ajanı oldu ki kimine esir oldum, kimini es geçtim. Mesela ilk makyaj malzemem acıbadem sütüydü ve lisede arkadaşlarım bütün yüzümde kıllar çıkacağını söyleyip korkutmuşlardı beni. Ama arkadaşlarımın dediğini yapsaydım, bugün daha yaşlı görünürdüm herhalde. Ve tabii bebek losyonları... Kim kirpikler için bebe yağının kötü olduğunu söyleyebilir?. Hala en önemli ve tek makyaj silahım rimel sürmeden önce kirpik kıstırıcısı olsa bile, bebek yağını eksik etmem yanımdan. Dünya üçüncüsü olmuş Gülriz Sururi, tereyağını en önemli cilt bakım malzemesi ilan etmemiş miydi, "Biz kadınlar"da. Bitki çaylarını da unutmamak gerek. Vakitsizlikten kullanamasam da dağdan tepeden ot ve yaprak toplama adetim, hep Gülriz hocanın tavsiyeleri yüzünden. Ayşe Aydın yazdıklarının arkasında duracak kadar birikim sahibi. 1999'da Make-up Türkiye şampiyonu, sonra da 2000'de Dünya Make-up yarışmasında 40 ülke arasında Türkiye'yi temsil ederek dünya üçüncüsü olmuş. Tesettür makyajına kadar her şey var kitapta...
