Değerli okurlarımız... TAKVİM Ailesi olarak zor günler yaşadık. Peş peşe gelen acı haberlerle sarsıldık. Hatırlayacağınız gibi sevgili doktorumuz Feridun Özdingiş'i genç yaşta kaybettik. Pırlanta gibi insandı. Hala inanamıyoruz, sanki kapıyı açıp içeri girecek. Aynı günlerde bir mesai arkadaşımız annesini, bir başka arkadaşımız kayınvalidesini, yine bir başka çalışanımız babasını sonsuzluğa uğurladı... Sevinçlerimizi paylaştığımız gibi, ard arda yaşanan acıları da paylaşmasını bildik... Aslında bu hepimiz için bir sınavdı... Bu zor günlerimizde dahi görevimizi aksatmadık, namusumuz kabul ettiğimiz gazetemizi en iyi şekilde sizlere sunmaya devam ettik... Kaybettiğimiz birbirinden değerli insanlara, bir kez daha yüce Allah'tan rahmet diliyorum... Nur içinde yatsınlar...
***
Hiç kimseyle çıkar ilişkimiz olmadığı için, özgür gazetecilik yapmanın keyfini yaşıyoruz... Manşetlerimiz bu yüzden farkediliyor... Bu bizim en büyük avantajımız... Örneğin, Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım'ı en sert şekilde eleştiren gazete TAKVİM'di... Hatta tek gazete. Çünkü o dönem, yaptığı icraatların yanlış olduğunu sonuçlar ortaya koyuyordu... Nitekim kendisi de bunu belirtti... İyi işler yapmaya başladığında ise, doğrularını ortaya koyduk... Sizler adına, doğruya doğru, yanlışa yanlış! Hükümetin her yaptığına alkış tutmuyoruz... Ya da körü körüne her şeyi eleştirmiyoruz... Olumlu işleri de olumsuz işleri de mertçe yazıyoruz... Bu yüzden sizlerden sık sık tebrik alıyoruz...
***
Son olarak Futbol Federasyonu'nda yaşananları yansıttık... Milli Takım Menaceri Sayın Can Çobanoğlu'na 35 milyar maaş verilmesi, yıllık 2.5 trilyon ödenmesi Türkiye gerçekleriyle bağdaşmadığı için sertçe eleştirdik. Federasyonda trilyonların har vurulup harman savurulduğu, saltanat yaşandığı iddialarını gündeme getirdik. Eski Başkan Sayın Haluk Ulusoy'un, giderayak Çobanoğlu'nun maaşını 19 milyardan 35 milyara neden çıkardığını sorduk... Sizler adına, doğruya doğru, yanlışa yanlış! Yeni Başkan Sayın Levent Bıçakçı'nın buna seyirci kalmasını yadırgayıp, açıklama yapmasını istedik. (Ulusoy ve Bıçakçı'dan hala çıt ses yok. Türk basınında bunları yazma cesaretini gösteren başka gazete olmaması da ne kadar enteresan!)
***
Yıllardır tuhaf işler yapan ve bu yüzden sürekli okuyucu kaybeden basın sektöründe, son günlerde yine ilginç şeyler oluyor... Türk insanını tanımadıkları için bir türlü tiraj istikrarı tutturamıyorlar. Her gün önlerine gelen rakamlar, Demokles'in kılıcı gibi keskin ve korkutucu... Bu durumda tek bildikleri işi yine yapmaya başladılar. Hayır, bilemediniz... Türkiye'yi ve Türk okurunu tanıma çabası içine girmediler... Gazeteciliği boşver, kasadaki dolarları ortaya koy, bas kuponu... Yani Türk basınını içine çekip boğazına kadar çamura batıran promosyon bataklığı... Bakalım nereye kadar gömülecekler...
***
TAKVİM, sadece gazetecilik yaparak, dimdik ayakta duruyor... Vatandaş, bizim haberciliğimizi, onların kuponuna değişmiyor... Onlar promosyona başladı başlayalı, tek bir okuyucu kaybetmedik... Günlük net satışımız, 305.000 ile 320.000 arasında devam ediyor... Yani istikrar abidesi... İmkanları ne kadar geniş olursa olsun, savaş paralı askerlerle değil, inanç ve zekayla kazanılır... (Az çok tarih okuyan bilir.)
***
TAKVİM'in bugünlerde ekranda izlediğiniz yeni reklam filmlerinde verdiğimiz mesaj, birkaç kelimeyle her şeyi anlatıyor. Güzel Sanatlar Saatchi & Saatchi tarafından hazırlanan ve hedefi 12'den vuran filmin mesajıyla birlikte, sizlere mutlu haftalar diliyorum... Yazarları sizin hayatınızdan uzaklaşmışsa.. Yazarları sizinle ağlayıp, sizinle sevinmiyorsa... Yazarları sizinle aynı dili konuşmuyorsa... O gazete nasıl sizin gazeteniz olabilir. Siz nasıl yaşıyorsanız, TAKVİM de öyle yaşıyor, öyle yazıyor... TAKVİM sizin gazeteniz...
