Oldum bittim, şu bilgisayardan anlamam çocuklar. Sağolsun konu komşu, evlatlarım yardım ediyor da, arada sırada da olsa gelen elektronik postalara bakabiliyorum. Galiba geçen hafta yazmıştım. Hani Fulya'da Funda adında bir ahbabımın yanına misafirliğe gitmiştim de, çok güzel okunan bir sabah ezanıyla uyanmıştım. Fulya'daki o caminin müezzini bana posta atmış evlatlarım. Ama ben daha dün gördüm. Caminin adı Mehmetçik'miş... O güzel sesli, ezanı makamıyla okuyan müezzinin adı ise Orhan Demirci'ymiş evlatlarım. Birgün Fulya'dan geçerken ezan saatine denk getirin evlatlarım. İnsanın ruhu, içi temizleniyor resmen. Ağzına, yüreğine, ruhuna sağlık Orhan evladım.
***
Orhan evladımın elektronik postasını okurken çok mutlu oldum çocuklar. Çünkü böyle mektuplarla insan gerçekten ne kadar çok okunduğunun farkına varıyor, laf aramızda kendisiyle de gurur duyuyor. Bu elektronik postaları ve gazeteye gelen mektupları komşularla toplanıp, evin içinde yüksek sesle okuyoruz. Neyse şimdi size anlatacağım dedikodu çok ilginç. Şarkıcı İzel'i aranızda tanımayan yoktur herhalde. Geçenlerde çok büyük firmanın Antalya Sheraton Otel'deki yemekli bayi toplantısında sahneye çıkmış. Herkes İzel sayesinde eğlenip, evine mutlu gideceğini düşünüyormuş ki, öyle olmamış evlatlarım.
***
Kızcağız üç şarkı söylemiş, sahneden apar topar inmiş. Nedeniyse, organizasyonu yapan Antalya'daki şirketin genel müdürüymüş. İzel, sahnede o kadar kötüymüş ki, salondakiler dayanamayınca genel müdür de yardımcılarına talimat vermiş, kızı sahneden indirtmiş. Ben duydum, şok oldum. Demek bu işler sadece şarkı söylemeyle olmuyormuş evlatlarım. Sahnede başka yeteneklerde göstermek gerekiyor. Artık İzel ona göre adım atar. Elektronik postalarla ilgili yarın yazmaya devam edeceğim evlatlarım. Gözlerinizden öpüyorum.