Merhaba Hakkı Baba... Irak'ta ölen çocukları getirdiler geçen akşam. Ayın kraterlerinde saklambaç oynadık. Gökkuşağında lunapark kurduk onlar için. Faytonla Büyük Ayı'yı çektik. Dişini çektik Küçük Ayı'nın, çok hoşlarına gitti. Birinin cebinden annesinin fotoğrafı çıktı, yatarken onunla örttük üstünü.
***
Güneşi ben uyandırdım dün sabah. Sabah yıldızlarıyla tokalaştıktan sonra kapısını çaldım, güler yüzle karşıladı beni. "Senin ülkeni bugün daha fazla aydınlatacağım, çünkü çocukların ihtiyacı var" dedi. Çocukluğumda, Güneş'in geceleri nerelerde saklandığını merak ederdim. Öğrendim. Geceleri samanyolunda bin parçaya bölünüyor. Sabaha karşı işinin başına geçiyor.
***
Çektirdiğim fotoğraflarda yüzüm kırışıyor, biliyor musun? Yeniden büyüyorum.
***
Bizler cennette sevgi biriktiriyoruz da, o sevgiyi dünyaya gönderiyoruz, ışıklar halinde. Dünya, hala kin ve nefret biriktiriyor ya, kahroluyoruz. İnsanlar yitirdiklerini kazanmak yerine, neden ellerindekini kaybetmeyi seviyor?
***
Çocukken dinlediğim masalların, cennette gerçek olduğunu gördüm. Hepimiz Külkedisi'yiz, hepimiz Küçük Prens. Sadece Pinokyo yok. Çünkü cennette yalan yok. Cennette çeşmelerin suyu da hep aynı derecede. Yani terleyip soğuk su içtik diye, üşüttüğümüzü düşünmesin annelerimiz. Ben hiç öksüren çocuk görmedim burada.
***
Geyikler arasında şiir yarışması düzenlendi. Bir alageyik kazandı.
***
Bir abi geldi buraya, seni tanıyor. Deniz adamı. Geceleri yakamozları örgütlüyor, balıklarla sohbet ediyor. Bir dev gibi duruyor karşımızda. Melekten bir dev... Geçen akşam seni anlattı bize...
***
Her hafta sonu yıldız sürücüleri sefer düzenliyor Mars'a, Neptün'e.... Ben henüz gitmedim. Bir gece Dünya'ya inmek için izin bekliyorum melek ablalardan. Annemi çok özledim...
Senden bana kalan Çile yumağı Kimseler bilmiyor Nasıl dokunur Kaderin yanlışı Bizim aşkımız Yakılmış mektuplar Nasıl okunur
Ne kaldı Aşkımızdan geriye Dökülen yaşlardan başka Ne kaldı Hüzünlü anılardan Çaresiz düşlerden başka Hakkı YALÇIN