Sizin Şiirleriniz
Saatler Onlar gibi zaman da vefasız Zaman da acımasız Hadi... Kaybettiklerinin üstüne Sen de bir bardak su iç Çünkü yelkovanlar koşarken Yorgun düşeni görmüyor hiç İndir kafanı yere Gölgene bak Sen hala orada mısın? Beni bırak, sen kalk Saatler ölümü çalıyor Tik-tak, tik-tak... Abdullah Kabataş
Nasıl sevmem? Çok şeyler beğenirsin, İstemez özenirsin. Olanla yetinirsin, Seni nasıl sevmem ki? Varı-yoğu bilensin, Peşim sıra gelensin. Gönlümde yer edensin, Seni nasıl sevmem ki? Görmeyeyim hiç acın, Düşmesin başından tacın. Gerçek olsun amacın, Seni nasıl sevmem ki? Umut dolu bir yolsun, Gönlün sevinçle dolsun. Her istediğin olsun, Seni nasıl sevmem ki? Aytaç Oy/Tekirdağ
Ozan ağacı Dikili bir ağaç yetecek bana, Dalları şiirle dopdolu olsun. Mevyesinden şerbet yapayım sana, İçine yaz günü serinlik dolsun. Kim götürmüş malı mülkü öteye? Er veya geç yolu belli sonsuzun. İyi ol, çıkmasın adın kötüye, Budur kalan miras, budur huzurun. Dikili bir ağaç yetecek bana, Gölgesi beklentim, fazla istemem. Çiçeği içtenlik her koklayana, Şiirsi karanfil, gül krizantem. Duygusaldır ozan sevdiklerine, El, avuçta olsa vermeden durmaz. Okunur girersem belleklerine, Fatiha gibidir, kabuldür niyaz. Aytaç Oy/Tekirdağ
Küskün... Hüzünler çöktükçe garip gönlüme, Kahreder ağlarım geçen ömrüme. Karıştı gecelerim gündüzlerime, Şu uzun geceler, sabaha küskün... Bütün umutlarım hüsrana döndü, Karardı bulutlar, güneşim söndü. Sarardı yaprağım, baharda döküldü, Bir olmuş mevsimler, bahara küskün... Bir vefasız sevdim, terk etti gitti, Yaralı yüreğime acılar ekti. Bir umudum vardı, onu da tüketti, Bu yaralı gönlüm, aşklara küskün... Dalgakıran değil, yediğim vurgun, Ağardı saçlarım, bedenim yorgun. Yüzümdeki çizgileri yıllara sordum, Yıllarım yorulmuş, zamana küskün. Raif Demirhan/Bursa Cezaevi
|