Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Yaşam | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 08 Haziran 2004

Günün Öyküsü



Evrenin en tatlı babası

Ben doğduğumda o 50 yaşındaydı ve daha böyle bir kavram yokken o, "Erkek bir anneydi." Neden annemin yerine onun evde olduğunu bilmiyorum, ama küçüktüm ve arkadaşlarım arasında babası evde olan tek çocuk bendim. Kendimi çok şanslı sayıyordum... İlkokul yıllarımda babam benim için bir sürü şey yaptı. Otobüs şoförünü, beni 6 blok uzaktaki normal duraktan değil de, evin önünden almaya ikna etti. Eve geldiğimde öğle yemeğim hep hazır olurdu. Genellikle fıstık ezmeli ve marmelatlı sandviç... En güzel sandviçleri yılbaşında yerdim. Babam bunlara ağaç şekilleri verir ve üzerine yeşil şeker serperdi. Biraz büyüyüp de özgürlüğümü kazanmak isteyince, onun sevgisinin bu "çocuksu" işaretlerinden uzaklaşmaya başladım. Ama o vazgeçmedi. Lisede artık öğle yemeği için eve gitmiyordum, yemeğimi evden götürüyordum. Babam sabah biraz erken kalkıp yemeğimi hazırlardı. O gün ne yapacağını hiç kestiremezdim. Bir gün yemek torbasının üstüne bir dağ manzarası resmeder (bu, onun amblemi olmuştu), bir başka gün ortasında "Angie ve babası" yazan bir kalp çizerdi. Torbanın içinden, bazen üzerindeki kalbin aynısından, bazen de "Seni seviyorum" yazısı çıkardı. Çoğu zaman peçetenin üzerine komik bir şey ya da bir bilmece yazardı: "Neden ana kuzusu derler de baba kuzusu demezler?" Her zaman beni güldürecek, komik sözler bulurdu. Kimse torbayı görmesin ve peçetenin üzerini okumasın diye yemeğimi saklardım. Ama bu uzun sürmedi. Bir gün, arkadaşlarımdan biri peçeteyi gördü, elimden kaptı ve yemekhanede elden ele dolaştırdı. Utancımdan kıpkırmızı oldum. Ama ertesi gün, tüm arkadaşlarım o günkü peçetemi görmek istediler. Anladığım kadarıyla, hepsi kendilerine bu tür bir sevgi göstermesini istiyordu. Üniversiteye gitmek için evden ayrıldığım zaman, mesajların biteceğini sandım. Ama babam durmadı. Her gün okuldan sonra babamı görmeyi özlüyordum, bu nedenle onu sık sık arıyordum. O ilk yıl, ömür boyu sürdürdüğümüz bir adet geliştirdik. Ben "Hoşçakal" dedikten sonra babam, "Angie?" derdi. "Efendim baba?" "Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum baba!" Hemen her cuma günü, ondan mektup alıyordum. Resepsiyondakiler, mektupların kimden geldiğini bilirlerdi. Gönderen bölümünde, "Senin Devin" yazardı. Mektupların üzerindeki adres, genellikle pastel boyayla yazılmış olurdu ve içinden dağ manzarası ile içinde "Angie ve babası" yazan kalp de çıkardı. Posta her gün öğle yemeğinden önce geldiği için, kafeteryaya onun mektuplarıyla giderdim. Bunları saklamanın bir faydası yoktu, çünkü babamın peçetelerini bilen bir lise arkadaşımla aynı odayı paylaşıyordum. İşte bu sıralarda, babam kansere yakalandı. Cuma günleri gelen mektuplar kesilince, babamın hasta olduğunu ve artık yazamadığını anladım. Babam mektupları hazırlayabilmek için sabah 4'te kalkardı. Ancak, o saatte ev sessiz olurdu. Cuma postasını kaçırmışsa, mektuplar 1 ya da 2 gün sonra gelirdi. Arkadaşlarım ona, "Evrenin en tatlı babası" derlerdi. Bir gün ona bir kart gönderdiler. Onu "Evrenin en tatlı babası" ilan ettiklerini yazmışlardı. Arkadaşlarım kendi çocuklarına peçeteler hazırlarlarsa, buna hiç şaşırmam. Babam onların üzerinde, iç unutamayacakları ve kendi çocuklarına sevgilerini her zaman ifade etmeyi esinleyecek bir izlenim bıraktı. Üniversitede geçirdiğim 4 yıl boyunca mektuplar ve telefon konuşmaları düzenli aralıklarla sürdü. Üniversite bitince eve dönüp onun yanında olmaya karar verdim, çünkü hastalığı ilerliyordu ve birlikte geçirebileceğimiz zamanın kısıtlı olduğunu biliyordum. Bunlar en zor günlerimdi. Ruhu ve davranışları her zaman genç olan bu adam, artık olduğundan da yaşlı görünüyordu. Sonunda benim adımı unuttu ve bana yıllardır görmediği bir akrabasının adıyla seslenmeye başladı. Bunun nedeninin hastalığı olduğunu biliyordum, ama adımı anımsayamaması, beni yine de incitiyordu. Babam ölmeden birkaç gün önce, hastanedeki odasında onunla yalnızdım. Ele ele tutuşup, televizyon izledik. Ben kalkmak üzereyken bana, "Angie?" dedi. "Efendim baba?" "Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum..." Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba BİTTİ




DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
Öldüren pintilik!Cellat'ın intiharı
Katliam gibiPitbull vahşeti
TSE'nin 'S'si yokNiyazov'dan son bomba!
'Joker imam istiyoruz'Vallahi tanımıyorum
Kırgızlar'ın kültür şenliğiMucize genç evinde
3 milyona deve turuBir kiraz kadar tatlılar!
Ayral'a son vedaVenüs-Güneş buluşması
3 gün daha yağmur varTansiyona limon suyu
En güzel Temel ile Fadime...Balon Balığı şaşırttı
Meksika'da bir Türk!Yargıtay'daki köstebek aranıyor
Huzur ile sağlık zeka ve...Hamile kadınların çilesi
Mısır'dan füze sitemi!..Güne BAKIŞ
GüneBAKIŞ..GüneBAKIŞ...
GüneBAKIŞ....Vatandaş Yazıyor
EKONOMİ
Özelleştirme Özelleştirme kavgası
Türkiye'nin önünü tıkayan bürokrasi birkez daha hortladı. Şimdi de...
CaySA geliyor
Denizin dibinde bir bakan!
'Kolay kolay sarsılmayız'
İşadamlarından yatırım sözü
Bölgesel ücret belirlensin
FB'ye 5 ayda 9.4 trilyon...
YAŞAM
Aslı Aslı pavyona düştü!
atv'nin ünlü dizilerinden Avrupa Yakası, bu hafta en iddialı...
Çocuklarından bile utanmıyor!
Yüreğim galip geldi
Cem, Smart hediye etti
Leman da poşulandı
Metroseksüellere çattı!
Sevgilisinin imajıyla...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Açık 22 C,Açık 15 C
ANKARA - Par. Bul. 28 C,Par. Bul. 12 C
IZMİR - Par. Bul. 27 C,Par. Bul. 12 C
ANTALYA - Açık 28 C,Açık 17 C
ADANA - Par. Bul. 29 C,Par. Bul. 18 C
EKONOMİ
IMKB E: 17,604 D:% -2.31
DOLAR S: 1,483,000 D:% 0.34
EURO S: 1,820,000 D:% 0.06
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
SPOR
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Yaşam | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm haklari saklidir.
MERKEZ GAZETE DERGI BASIM YAYINCILIK SANAYI VE TICARET A.S.